2021 Serhat Özyar Yılın Genç Bilim İnsanı Ödülü Sonuçları ve Gerekçeler


2021 Serhat ÖZYAR Yılın Genç Bilim İnsanı Ödülü

Dr. Özge Akbulut

 

2021 Serhat ÖZYAR Yılın Genç Bilim İnsanı Ödülü

Dr. Polat Göktaş

 

2021 Serhat ÖZYAR Yılın Genç Bilim İnsanı Ödülü

Dr. Reyhan Yaka

 

2021 Serhat ÖZYAR Yılın Genç Bilim İnsanı Onursal Ödülü

Dr. Emrah Onat

 

2021 Serhat Özyar Yılın Genç Bilim İnsanı Ödüllerine İlişkin Gerekçeler

2021 Serhat Özyar Yılın Genç Bilim İnsanı Ödülünü Dr. Özge Akbulut, Dr. Polat Göktaş ve Dr. Reyhan Yaka paylaşmış, Dr. Emrah Onat da Onursal Ödülüne layık görülmüştür. Ödül kazanma gerekçeleri aşağıda özetlenmektedir.

Dr. Özge Akbulut’un “BO-264: Özgün anti-kanser ilaç adayı olarak yüksek etki potansiyeline sahip TACC3 inhibitörü (BO-264: Highly potent TACC3 inhibitor as a novel anti-cancer drug candidate)” başlıklı doktora tezinin 2021 Serhat Özyar Yılın Genç Bilim İnsanı Ödülü’nü kazanmasına ilişkin gerekçe:

Dr. Özge Akbulut ” BO-264: Özgün anti-kanser ilaç adayı olarak yüksek etki potansiyeline sahip TACC3 inhibitörü” başlıklı doktora tezini Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nde Doç. Dr. Özgür Şahin’in tez danışmanlığında Ocak 2021’de tamamlamıştır.

Dr. Akbulut’un doktora çalışması meme kanseri tedavisine yönelik olarak, normal hücrelere zarar vermeden, seçici ve etkili bir şekilde kanser hücrelerini hedefleyen alternatif ilaç tedavilerinin geliştirilmesini amaçlayan bir çalışmadır. TACC3 geni, dönüştürücü asidik sarmalanmış sarmal (TACC) gen ailesine mensup olup, hücre bölünmesi sırasında sentrozomal adaptör olarak kritik bir işlev görmek suretiyle mikrotübül stabilizasyonunu sağlarken, interfaz sırasında da hücrede gen transkripsiyonunu düzenler. TACC3 seviyesinin birçok farklı kanser türünde artış göstermesi ve kanserin ilerlemesiyle olan doğrudan ilişkisi, TACC3’ü cazip bir terapötik hedef yapmaktadır. Dr. Akbulut’un çalışması rasyonel ilaç tasarım ve tarama yaklaşımlarının birleşimiyle in vitro ve in vivo sistemlerde yüksek etki ve düşük toksisite ile TACC3’ü hedeflemiş ve gelecekte ilaç geliştirilmesine uygun özgün bir aktif molekül saptamayı ve karakterize etmeyi amaçlamıştır. Buna yönelik olarak, tez çalışmaları sonucunda keşfedilmiş etmen madde olan BO-264, TACC3 ile doğrudan etkileşim, hedef bağlanma yöntemi, ilaç-eğilim duyarlı hedef dengesi yöntemi ve izotermal kalorimetri metotları gibi birçok biyokimyasal metot ile doğrulanmış yeni bir inhibitör olarak saptanmıştır. BO-264, normal hücrelerde herhangi bir sitotoksisite yaratmazken, birçok insan kanser hücre hattında ve özellikle onkojenik etkiye sahip FGFR3-TACC3 füzyon proteinini içeren hatlarda nanomolar seviyede yüksek etki göstermiştir. BO-264’ün oral kullanımı hem meme, hem de kolon kanseri sinjenik ve zenograft fare modellerinde organ toksisitesi oluşturmadan tümör büyümesini baskılamış ve hayatta kalım süresini arttırmıştır.

Özet olarak, tez kapsamında tamamlanan çalışmalar, BO-264’ü meme ve kolon kanserinde TACC3’ü hedefleyen, etki potansiyeli yüksek ve toksisitesi olmayan yeni bir anti- kanser ajanı olarak sunmakta ve bu molekülün yeni bir ilaç etmeni olarak geliştirilerek özellikle meme kanserine yönelik tedavi kombinasyonlarına dahil edilebileceğini göstermektedir.

Dr. Akbulut’un doktora tez çalışmasından kaynaklanan makaleler alanlarında çok saygın ve etkinliği yüksek Oncogene (2018), Nature Communications (2020), ve Molecular Cancer Therapeutics (2020) adlı dergilerde yayımlanmıştır.

 

Dr. Polat Göktaş’ın “Kırmızı Kan Hücresi Patolojisinin Tıbbi Teşhişi İçin Deneysel Görüntü İşleme Aracının ve Akış-Sitometri Esaslı Elektromanyetik Saçılım Analizinin Geliştirilmesi (Development of an Experimental Image Processing Tool and Flow-Cytometry Based Electromagnetic Scattering Analysis for Medical Diagnosis of Red Blood Cell Pathology)” başlıklı tezinin 2021 Serhat Özyar Yılın Genç Bilim İnsanı Ödülü’nü kazanmasına ilişkin gerekçe:

Dr. Polat Göktaş “Kırmızı Kan Hücresi Patolojisinin Tıbbi Teşhişi İçin Deneysel Görüntü İşleme Aracının ve Akış-Sitometri Esaslı Elektromanyetik Saçılım Analizinin Geliştirilmesi” başlıklı tezini Bilkent Üniversitesi, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nde Prof. Dr. Vakur Ertürk ve Prof. Dr. Ayhan Altıntaş’ın ortak tez danışmanlığında 2020 yılında tamamlamıştır.

Bu çalışmada bir sınır integral denklem yöntemi temelinde hücre yapısına ilişkin hesaplamalı bir çerçeve geliştirilmekte ve bu çerçevenin görüntü tabanlı akış sitometrisi ve hızlı gaz değişimi ile uygulanan yeni bir kuluçkalama prosedürüyle birleştirilmesi sayesinde normal, orta ve oraklı olanlar da dahil kırmızı kan hücrelerinin sınıflandırılmasında daha yüksek bir kesinlik elde edilmektedir. Hücrelerin sınır şekil yapılarına dayalı olarak yapılan ışık saçılım analizi ile görüntü tabanlı akış sitometrisinde farklı türdeki kırmızı kan hücrelerinin kırılma indisi dağılımını elde etmek için ölçümlenen yan saçılım deseni arasındaki örtüşme ilişkisi, ilk olarak bu tez çalışmasında ele alınmaktadır. Alana ilişkin daha önceki çalışmalarda yalnızca ileri ve 90 derece yönündeki saçılma yoğunlukları ölçülürken, bu çalışmada farklı açılardaki saçınımlar değişik zamanlarda oksijen azaltılarak incelenmiş ve bu yöntemin farklı hücre şekillerinin tanımlanması açısından çok yararlı olduğu saptanmıştır. Geliştirilen yöntem, görüntü tabanlı akış sitometrilerinde incelenecek örneğin hazırlanmasını karmaşık hale getiren işaretleme kullanımını gereksiz hale getirmekte ve hücrelerin yapısına ilişkin bilgilerin tek hücre düzeyinde ölçülmesine olanak tanımaktadır.

Tez, elektromanyetizma, görüntü işleme, veri bilimi ve yaşam bilimlerini içeren disiplinlerarası bir nitelik taşımaktadır. Çalışma, farklı laboratuvar ve bölümlerde farklı uzmanlık alanlarından bilim insanlarıyla işbirliği halinde yürütülmüştür. Elde edilen sonuçlar, tanı-tedavi sürecini basitleştirmek suretiyle sağlık haracamalarını azaltıp yaşam kalitesini yükselterek sağlık teknolojilerine etkili bir katkıda bulunmaya adaydır.

Doktora tezinden elde edilen sonuçlar, Wiley yayınevine ait Cytometry Part A dergisinde yayımlanmıştır. Ayrıca, tezden elde edilen sonuçlar IEEE International Symposium on Antennas and Propagation and North American Radio Science Meeting ve USNC-URSI National Radio Science Meeting gibi alanında çok saygın uluslararası konferanslarda sunulmuş ve iki adet bildiri basılmıştır.

 

Dr. Reyhan Yaka’nın “Neolitik Anadolu’daki Yerleşik Toplumlarda Genetik İlişkilerin ve Akrabalık Örüntülerinin Arkeogenomik Analizi (Archaegenomic Analysis of Population Genetic Relationships and Kinship Patterns in the Sedentary Societies from Neolithic Anatolia)” başlıklı tezinin 2021 Serhat Özyar Yılın Genç Bilim İnsanı Ödülü’nü kazanmasına ilişkin gerekçe:

Dr. Reyhan Yaka, “Neolitik Anadolu’daki Yerleşik Toplumlarda Genetik İlişkilerin ve Akrabalık Örüntülerinin Arkeogenomik Analizi” başlıklı tezini Ortadoğu Teknik Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nde Doç. Dr. Mehmet Somel ve Dr. Öğretim Üyesi Füsun Özer’in ortak tez danışmanlığında Ocak 2021’de tamamlamıştır.

Dr. Yaka bu tez çalışmasında Aşıklı Höyük ve Çatalhöyük’te taradığı 40’ı aşkın iskelet arasında “DNA yakalama yöntemleri”ni optimize etmesi sayesinde 22 bireyden yeterli miktarda antik DNA elde etmiştir. Ülkemizdeki labarotuvar olanaklarından yararlanılarak elde edilen bu antik genom verileri, daha önce Boncuklu Höyük ve Barcın Höyük’le iligili yayımlanmış diğer verilerle de karşılaştırılarak, aynı evde gömülü bireylerin akrabalık örüntüleri incelenmiştir. Ülkemizde antik tüm genom verilerinin kullanılmasıyla ilk kez yapılan bu çözümleme sonucunda, Orta Anadolu’daki Erken Neolitik topluluklarında aynı evde birlikte gömülen bireyler arasında birinci dereceden akrabalık baskın bir konumdayken, Geç Neolitik Dönem’de aynı bağlamdaki genetik akrabalık oranının çok daha düşük olduğu saptanmıştır. Tez çalışmasında, Neolitik süreç içinde toplumsal yapıda oluşan değişimi ortaya çıkaran bu bulguların yanı sıra, ilk olarak ortaya çıktığı Doğu Akdeniz ve Mezopotamya’dan başlayarak bölgede yaygınlaşan Neolitik Dönüşüm’ün izlediği “yayılım yolları”na ilişkin çıkarımlarda da bulunulmaktadır.  Dr. Yaka’nın tez çalışması, ülkemizde genetik ile arkeoloji ve antropoloji alanlarını kapsayan disiplinlerarası çalışmalarda öncü bir konuma sahiptir.

Doktora tezinden elde edilen sonuçlar, çalışmaya katılan başka yazarlarla birlikte “Peopling the Landscape of Çatalhöyük: Reports from the 2009-2017 Seasons”ta kitap bölümü olarak yayımlanmış ve alanın saygın dergilerinden Current Biology’de yayına kabul edilmiştir.

 

Dr. Emrah ONAT’ın “SENTETİK AÇIKLIKLI RADAR GÖRÜNTÜLERİNDE İNTERFEROMETRİ VE RADARGRAMETRİ TEKNİKLERİNİN FÜZYONU (FUSION OF INTERFEROMETRY AND RADARGRAMETRY TECHNIQUES IN SYNTHETIC APERTURE RADAR IMAGES)” başlıklı tezinin 2021 Serhat Özyar Yılın Genç Bilim İnsanı Onursal Ödülü’nü kazanmasına ilişkin gerekçe:

Dr. Emrah Onat, “Sentetik Açıklıklı Radar Görüntülerinde İnterferometri ve Radargrametri Tekniklerinin Füzyonu” başlıklı doktora tezini Hacettepe Fen Bilimleri Enstitüsü’nde Dr. Öğr. Yakup Özkazanç danışmanlığında 2020 yılında tamamlamıştır.

Dr. Onat’ın doktora çalışması temel olarak askeri amaçlı savunma sistemlerinde daha hassas görüntü elde edilebilmesi amacıyla Sentetik Açıklıklı Radar (SAR) görüntülerinin hem interferometrik hem de radargrametrik tekniklerin kullanılması suretiyle iyileştirilmesi üzerinedir. Tezde radargrametri tekniğinin çıktılarının SAR interferometri (InSAR) tekniğine girdi olarak kullanıldığı bir dinamik füzyon algoritması önerilmektedir. Çalışmanın en özgün yönünü oluşturan bu algoritma sayesinde elde edilen Sayısal Yükseklik Haritalarındaki hata oranında önemli ölçüde bir düşüş sağlandığı saptanmaktadır.

Çalışmada InSAR ve radargrametri tekniklerinde kullanılmakta olan bütün algoritmaların teorik incelemesinin yanı sıra benzetimleri de yapılarak kapsamlı bir altyapı oluşturulmuştur. Bu teknikler, tezde gerçekleştirilen bir arayüz üzerinden farklı problemlere kolayca uygulanabilir hale getirilmiştir. Ayrıca yapılan farklı optimizasyon ve paralelleştirme işlemleri sayesinde kullanılmakta olan algoritmalarda önemli oranda hızlanma sağlanmıştır. Bu sonuçlar sayesinde SAR görüntülerinden elde edilen Yükseklik Haritalarında elde edilecek iyileştirmeler, hem askeri, hem de sivil birçok alandaki uygulamalara katkı sağlayacak niteliktedir.

Dr. Onat’ın tez çalışmasından kaynaklanan üç konferans bildirisi olup, SCI/SCI-Exp. kapsamındaki  dergilere yönelik makale hazırlıkları söz konusudur.